Popüler Diyetler mi, Kişiye Özel Beslenme mi?

"Popüler" kelimesini kullanmak istememin alt yapısındaki neden, aslında bu kavramın, sıfat olarak önüne geldiği kavram olan "diyet"i algılayış biçimimizin yanlışlığından kaynaklandığına vurgu yapmaktır.

Diyet kelimesi işitildiği anda zihinlerde, insan adedi kadar çeşitli ama genelde birbiriyle uyuşan belli figürler, çağrışımlar ya da resimler oluşmaktadır. Kimisinin zihninde mezura, kimisinde brokoli, kimisinde de fit bir insan silüeti ve belki de bir işkence şeklidir bu resimler ama genel algı az yeme üzerine kurulmuş bir sistemin liste halinde sunuluş şekliyle ifade edilmektedir. İşte bizlerin gerçek anlamda yanılgısı ise henüz "diyet" e başlamamışken tam da bu noktada daha onu zihnimizde şekillendirirken başlar. "Diyet" aslında planlanmış bir beslenme düzenine verilen genel isimdir. Kilo almak için programlanmış bir düzenin adına da diyet denebilir. "Popüler" in tam karşılığı ise "halkın zevkine uygun, halk tarafından tutulan." dır.

Popularitesi yüksek olan bir beslenme düzenin çekiciliği, ya kısa vadede çözüm sunduğu vaadinden kaynaklanmakta ya da kişilerin zihinlerinde ilk anda oluşan "az yeme" sorunsalına sanki "mucizevi" bir şekilde çözüm üretiyormuşçasına sunduğu kısıtlamasız serbest dönemler içermesindendir.

Son zamanlarda özellikle popüler olmuş beslenme düzenlerinde, enerjinin asıl kaynağı olan karbonhidratların neredeyse sıfıra indirilmesi ve hayvansal kaynaklı yiyeceklerin en önemlisi olan etlerin serbestleştirilmesiyle kişilerde uzun vadede oluşabilecek kronik kalp hastalıkları ve kronik barsak hastalıklarına davet çıkarılmaktadır. Etlerin sindiriminin daha zor olmasından dolayı metabolizmayı daha çok oyalaması ve tok tutması ilk etapta uygulamayı çekici kılarken buz dağının görünmeyen bu önemli yüzünü göz ardı etmek kabul edilebilir değildir.

Bu tarz popüler diyetlerin şu anda en bilineni Dukan diyetinin handikapları arasında bulunan düşük kan şekeri, yüksek kolesterol ve ürik asit değerleri uzun vadede böbrek hasarına da neden olabilmektedir. Unutulmaması gereken en önemli şey sigara da içilir içilmez kimseyi öldürmemekte fakat uzun vadede etkileri ölümcül düzeyde olmaktadır. Toplum genel olarak algıda seçici davranarak daha çekici geleni uygulayıp uzun vadeli yaşam tarzı değişikliklerine ise direnç gösterme eğilimindedir. O yüzdendir ki bitter çikolatanın kalbe iyi geldiği bilgisini hemen benimseriz ama fiziksel aktiviteyi arttırarak kızartılmış gıdaları tüketmemek gerektiği bilgisini duymazlıktan gelmeyi seçebiliriz.

Modası henüz geçmemiş bir diğer popüler diyet şekli de kan grubuna göre beslenme olup belli kan grubuna ait bireylerin belli yiyecekleri yememesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Bir diyet şekli düşünün ki bu diyet aralarında ağırlık yönünden, yaşça ve yaşam tarzı yönünden bir birinden çok farklı bireylere sadece kan grupları aynı olduğu için aynı önerilerde bulunup sonuç alacaklarını vaat etmektedir. Bu tarz bir uygulamanın hiçb ir bilimsel temeli olmadığı gibi bilgi kirlilği yaratarak bireylerin doğru beslenme bilgisine ulaşmasını da engellemektedir.

Son olarak da spesifik bir yiyeceğin ön planda tutulduğu popüler diyet yaklaşımlarına bir vurgu yapma ihtiyacı var gibi gözüküyor. Lahana diyeti, kiraz diyeti, karpuz diyeti vs. bu listenin bir sonu yok gibi. Biz diyetisyenlerin dört yapraklı yoncası olarak bilinen süt-yoğurt grubu, et ve et ürünleri grubu, tahıllar ve tahıl ürünleri ile son olarak sebze–meyve grubunu günlük beslenmemiz içerisinde her öğünde bir kompozisyon şeklinde yeterli miktarlarda alınmasını önermekteyiz. Herhangi bir yiyecek grubu içerisinden tek bir yiyeceği seçerek ve o konuyla ilgili ortada henüz bilimsel bir dayanak bulunmuyorken bu yiyecek yenildiğinde yağ yakıyor bu yiyecekler sizin zayıflamanıza engel oluyor demek akılcı değildir. Herhangi bir yiyecek ekstra yendiğinde ekstra yağ yaktırmamaktadır.

Kısacası mucizevi bir yiyecek ya da genel bir diyet şekli bulunmamaktadır. Beslenme düzenleri kişiye özel olmalıdır. Multidisipliner yaklaşımla, bir hekim kontrolünden geçerek tıbbi beslenme programı bir diyetisyence ihtiyacına ve yaşam standartlarına göre ayarlanmış ve diyetinde dört ana gruba da gereken miktarda yer verilmiş, doğal ve mevsiminde yiyecek tüketen ve bu süreçte belki bir psikolog, uzman bir spor eğitmeninin de desteğiyle fiziksel aktivitesini ve moralini yüksek tutan bir bireyin ihtiyacı olan son şey bir mucizedir.