Mevsim Geçişlerinde Sağlıklı Beslenme Tavsiyeleri

Mevsimsel geçiş dönemi olan Eylül ve Ekim aylarında hava sıcaklıklarında çok farklı seyirler gözlemleyebiliyoruz. Bir gün çok serinken, diğer bir gün yazdan kalma sarhoş edici bir güneşe maruz kalabiliyoruz. Kıyafet seçimlerimize dikkat etsek dahi iç ve dış ortam sıcaklık geçişlerinde tam bir düzen de oluşmadığından hastalıklar için mükemmel şartlar oluşmuş oluyor. Hele ki bir de yazın bitimi ve gündüz süresinin kısalmasının psikolojik etkilerini de hesaba kattığımızda hareketsizlik, şeker ve şekerli yiyecekler ile abur cubura olan eğilimin de artabileceğini düşünerek kendimize iki kat özen göstermemiz gerekiyor.

Bağışıklığımızı güçlendirip metabolizmamızı canlandırmak için A, C, E gibi antioksidan vitaminler ile Selenyum, Çinko, Magnezyum gibi mineralleri, B grubu vitaminleri, fitokimyasalları ve aynı zamanda Omega 3 ve Omega 9 yağ asitlerini ön plana çıkarmakta fayda var.

  • Havuç ve Balkabağı gibi, A vitamini öncül bileşeni beta karoten kaynaklarına yer açarak,
  • Pırasa, lahana, karnabahar gibi sülfürlü bileşenler içeren sebzelere, Ispanak, kereviz, turp, kırmızı pancar, soğan, sarımsak gibi yine antioksidan ve fitokimyasallarla dolu sebzeleri yemeklerde, salatalarda çeşitlendirerek,
  • Tahıllar ve özellikle beta glukan içeren yulaf, etler ve yumurtada bulunan B grubu vitaminlerin sinir sistemi reaksiyonlarında önemli rol oynadığını unutmadan ve stresi azaltmadaki etkilerini göz önünde bulundurarak tüketimlerini sağlamayı,
  • Mevsimin balıklarından palamut, lüfer, istavrit, hamsi gibi balıklarla sistemlerinize omega 3 ve B12 desteği sağlarken, bunların yanında mevsimin rengarenk sebzelerinden yapılmış salatalarınıza koyduğunuz 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı ile omega 9 yağ asidi ve yine antioksidan E vitamini desteği sağlamayı ve yağda çözünen vitaminlerin emilimini artırmayı,
  • Taze ceviz, badem, fındık gibi E vitamini, fitokimyasallar ve faydalı yağ asitleri ve aynı zamanda yoğun enerji kaynağı yiyeceklerle zindeliğe katkı sağlamayı,
  • Sağlıklı barsak = sağlıklı bir immün sistem (bağışıklık) ve psikoloji denkleminden çıkışla kefir, yoğurt gibi probiyotikler (faydalı bakteriler) ve bunların besin kaynakları olan prebiyotiklere (sebze, meyve, kurubaklagiller…) ana ve/veya ara öğünlerde yer vermeyi,
  • Yaşamın kaynağı olan ve vücudu arındırıp sistemin tam kapasite çalışması sağlayan SU’ya duyulan isteğin sıcaklıkların düşmesiyle azalabileceğini hesaba katıp ağırlık başına yaklaşık 30-35 mL (yaklaşık 2,5-3 L.) tüketmek gerektiğini unutmadan,
  • Çok miktarda çay, kahve, kola gibi su ihtiyacını daha da artıran kafeinli içecekleri biraz azaltıp yerine yeşil çay, kuşburnu, melisa çayı gibi metabolizmayı hızlandıran, C vitamini katkısı sağlayan ve stresi azaltan içeceklere yönelmeyi seçmeyi ve,
  • Haftada en az 3 gün 45 dakikadan az olmayacak şekilde yürüyüş, pilates, yoga gibi egzersizlerle bedeninize ve ruhunuza “nefes” ve “taze kan” sağlamayı UNUTMAYINIZ.
“Sağlıklı ve mevsiminde yiyeceklerle gökkuşağı renklerini sofralarında bulundurarak beslenen,
fiziksel ve sosyal yönden aktif, mutlu bir birey olduktan sonra
kim korkar hastalıklardan!”