Merhabalar sevgili ofis insanları. Tam da sizden bahsediyorduk.

Öncelikle, temel atmadan kat çıkmak yok. Kahvenizin altı boş kalmasın. Buyurun sofraya.

“O saatte kahvaltı mı? 5 dk. daha uyumak için 8 ayrı alarm kuruyorum ben!”

Gün boyu gerçekleşen metabolik faaliyetler sonrasında ve özellikle de uyku esnasında, vücut ihtiyaçları, aldığınız gıdalardan ilgili birimlere dağıtıldı ve sabah boş depolarla uyandınız. Bu ihtiyaçları kahvaltıda yerine koymadığınız takdirde beyninize gönderdiğiniz kod :
Yakıt yok, stand by a geç.
Olası uzun vadeli kıtlık için koruma moduna geçildi bile.

Dikkat, anlama kapasitesi, hızlı problem çözümü gibi performansa dayalı, faydalı ofis araç-gereçleri artık sadece bir işveren beklentisi.

“Yemek şirketinin yemekleri çok yağlı. N’apayım ben de dışarıdan, kolay yiyeceklere yöneliyorum.”

Bu duruma sihirli bir el değinceye kadar geçecek süre zarfında yenilecek fast food yiyeceklerin size kazandıracakları arasında:

Ofis ortamında harcayabileceğinizden çok fazla miktarda enerji alımından ötürü:

• Artmış yağ deposu,
• Obezite,
• Doymuş ve trans yağ alımıyla birlikte artmış kalp hastalığı riski.
• Düşük lifli, yüksek miktarda basit karbonhidrat (en kaba tabiriyle şeker) alımıyla birlikte çalışmayan bir sindirim sistemi ve artan barsak kanseri ve diyabet riski.
• Aşırı sodyum (tuz) alımıyla kol kola seyredebilecek bir tansiyon ve böbrek hastalığı riski.

“İş yoğunluğundan su içmek aklıma bile gelmiyor. Ayrıca o kadar su içince de sürekli tuvalete gitmem gerekiyor; o yüzden ben de iş yerinde çok su içmiyorum.”

Hoş geldiniz sevgili baş ağrıları, halsizlik ve dikkat eksikliği ve güle güle böbrek ve idrar yolu sağlığı.

Ara öğünleri ufak çapta bir kabul gününe dönüştürenler… Gün boyu bir şey yemeyip akşam “intikam öğünü” tüketenler… Sizler de buralarda bir yerdesiniz tahmin ediyorum.

Farklı sorumluluklar, farklı iş yoğunlukları ve çalışma ortamlarına sahip bireyler için çözümler farklılaşmakla birlikte, genelleyerek bazı tavsiyelerde bulunmak gerekirse:

1. Kahvaltıya üşenmek yok. Kahvaltı için 15-20 dk. erken kalkmaya alıştırın kendinizi. Küçük ve pratik kahvaltı alternatifleri sunmaktan özellikle kaçınmamın nedeni aslında bu hayat kolaylaştırıcı gibi görünen önerilerin çoğunlukla uzun vadede alışkanlıkları değiştirmek üzere önünüze set koyacak olmalarıdır. Ayrıca basitleştirilmiş hızlı kahvaltılar çok da besleyici olamayabiliyor
   
   Bu küçük ama sağlık için çok önemli ve büyük kahvaltı adımı, yaşam kalitenizi ve performansınızı eskiye nazaran inanılmaz ölçüde arttırmakla kalmayıp, zayıflamanıza da katkıda bulunacaktır. Evet. Eski alışkanlıkları değiştirebilmek zor. Ama iyi yönde edineceğiniz bu yeni alışkanlığınızın da sonradan vazgeçilmeziniz olacağını unutmayın.
2. İş yerinizdeki yemeklerle ilgili durum değişinceye kadar, özellikle de iş yerinizde soğutucu ve ısıtıcı imkânınız varsa, yemeğinizi yanınızda getirmekten daha güzel bir seçenek yok. İlla ki dışarıda yemek zorunda kalındıysa, bir fast food restoranına bile gitseniz, patates kızartması yerine salata, asitli içecekler yerine ayran gibi değişikliklerle sağlıklı alternatif menüler oluşturabilirsiniz.
3. Su içme konusuna gelince, danışanlarımla her zaman paylaştığım bir şeyi burada da hatırlatmakta fayda var; Bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmurun toprağa faydası yok. Bir defada çok miktarda su içmek yerine, gün içerisinde sık aralıklarla birkaç yudum şeklinde su içmek gerekiyor. Emin olun, zamanla vücut saatinizin kendi kendine programlandığını fark edeceksiniz ve tuvalet problemi de zamanla bir düzene girip, sorun olmaktan çıkacak.
4. Ara öğün tüketmeli. Ara öğünlerin içeriği basit şeker kaynağı yüksek kalorili yiyecekler olmamalı. Süt, yoğurt, ayran, meyve, lifli atıştırmalıklar, esmer ekmekli küçük bir sandviç, kuru meyveler ve badem, fındık gibi besin değeri yönünden daha kaliteli ve işlevsel yiyecekler olmalıdır. Ara öğün tüketmeye alıştıkça, metabolizmanızın daha çok çalışmaya başladığını, kendinizi daha zinde hissetmeye başladığınızı ve akşam daha çok yeme ihtiyacınızın baskılandığını fark edeceksiniz.

Afiyetle...